Perşembe

bugün mıu mıu kırlangıçlarıyla birlikteyiz...



Bugüm biraz mutsuzum sanki yada dahada kötü mutsuz olmam gerekirken mutsuz olamıyorum .. Belkide mutsuz olma gibi bir gereksinimim yoktur ama olmam gerektiğinede eminim falan işte .. Cümlelerim braz karmaşık çünkü beynimdede öyleler peki şimdi napıcam onca yıldan sonra bir anda boşluk hissetmek yada yalnız kalmak gerçekten çok sinir bozucu ..
Ben ona bu kadar inanmışken saçma olduğuna emin olduğum bi nedenden dolayı o neden beni bıraktı yada bırakmasa bile sevgisi neden azaldı .. Belkide arkadaşlığın doğasında vardır bu benzer şeylere sen katlanırsın ama o seni artık eskisi kadar sevmediğini söyleyip ortadan kaybolur ..
Onun hep yanımda olcağına inanan salak şebnem'de neye uğradığını şaşırmış şekilde arkadan bakakalır ...
Yinede o hep tek ve sanırım hep öyle kalıcak..
Başımdan geçen olayları ona anlatamamak , benimle dalga geçmesini beklemek gibi saça eksikliklerim var şuan tabii bide "göbekte beni bırakıp gidermi?" sorusunu beynimden eksik edemiyorum ..
Artık napalım bi süre böyle idare edicem her zaman olduğu gibi herşeyin düzeliceğine yada enazından benim böylesine alışacağıma eminim . Hala mutluyum hem o hem göbek hep mutlu kalsınlar yanımda olsalarda olmasalarda...(şimdi ne iyi giderki diye tam düşünüyodumki mp3 te rasgele gelen şarkı yerine tam oturdu ..
http://www.youtube.com/watch?v=Jc3-gbTV2KA
Mulu Kalın..
Şebnem..

Çarşamba

But not a word I heard could I relate..


Dalgalı saçları ve uçup giden sesiyle Robert Plant...
 İnternette biryerden çaldığım " well I'm dowm , so down , ohh my baby , oooh my baby , let me take you there..." sözlerine karşılık
take me to,.Take me to ,.. diyesi gelirmi insanın..? Ben her seferinde diyorum sanırım :o
Ayrıca siteside nasıl birşeydir böyleee sanırım hayatımda gördüğüm en güzeli :O

Mutlu kalın Robert plant ve 60 ların hayatta olan olmayan tüm uzun dağınık saçlı adamları..
Şebnem:)

Pazartesi

...


Uzun bir yolculuk sonrası uzun süre kulaklıklarla yaşamak , sıkıntı ve bol miktarda kahvenin sonucunda ortaya çıkan baş ağrısından kurtulmaya çalışırken, aniden karşıma çıkan denizin heycanına kapıldım ve birden bire turuncu ışıklardan başka hiç birşey göremez oldum  :o sonra azıcık daha deniz ve yine turuncu ışıklar sonuç olarakta bir sürü gece kondu semti falan işte istanbul a gelmenin bir kaç saniyelik zevki bana bukadardı.
Yol boyunca sıkılmakta bu yolculuğu kötü yapan bir diğer etmen aksine Ankaraya gidiyo olsaydım bukadar sıkılmazdım ama 6 gün Ankarada kalmak pek etkili olmadı bana dönerken yine aynı hayal kırıklığı ve üzüntü ama benim üzüntümde bir kaç saniyelikmiş,..
Şimdi yine heycanlıyım,mutluyum :)
Mutlu Kalın..
Şebnem :)

Cumartesi

I wanna build you up (I wanna feel your love love love....) .).)

maymunmuş değilmiş çok sorun değil ... Hoş hoş hem oldukçada ... :o
uyduruk bikaç cümlenin birleşmesi içimde nasıl bukadar çok bağırma isteği uyandırdı bilemem ama..
İçimdeki "seni kırma,oluşturma sonra yeniden kırma ve tekrar tekrar oluşturma ..." isteği gerçekten çok farklı birşeymiş :d
Biraz daha bağırsammm brick by brick,brick by brick,brick by brick yada belki sadece nakaratlarda eşlik edebilirim .. Tabikii "I wanna build you up" sözlerini atlarsam büyük bir üzütüye kapılacağım aşikar .d 
Mutlu Kalın..
Şebnem :)


Cuma

azıcık farklı olsak ne olabilirki...

Biraz farklı olsak ne olabilir azıcık salak bakışlar atsak etrafa yada bize gönderilen şaşkın bakışlara karşılık versek evet evet evet aptalım , sakarım yada kimi zaman komik ama hiç ağır başlı,olgun,sıradan gibi sıfatlara sahip olamadım olgun olmayı kim istemez yada hiç olmazsa normal derecede olgun olabilirdim yolda yürürken zıplama , hoplama ,koşma,... ihtiyacı hissetmezdim . İnsanlarla , yer yüzüyle biraz uyum sağlıya bilirdim o zaman belki garip bakışlarada maruz kalma ihtimalim daha az olurdu sankii..
En azından diğerleri gibi olmadığımı bilmekte biraz mutluluk veriyo.Hem makineden çımış gibi fallan Ankaradakiher kes birbirinin aynısı olsa pekte iç açıcı olmazdı ..

Ama madem böyleyim uyum sağlamayı ve en az rezillikle nasıl yaşarım öğrenmem lazım.. bide bide bide "A SOUL INTENSION THAT'S LEARNING TO FLY
CONDITION GROUNDED BUT DETERMINED TO TRY...."
sözleriyle şu garip hareketlerime biraz gönderme yapıyım..Ben Ankarada hiç olmadığım kadar mutluyum sizde olun ...
Mutlu Kalın..
Şebnem:)

Perşembe

Ankara İstanbul arası Don't Cry ...

Şu Ankaraya gelmiş olmak çok iyi hoş ama ama burası hergeçen gün beni kendisine daha fazla bağlıyo
İstanbula dönmek nekadar sinir bozucu can sıkıcı görünsede ben mutluymuş gibi davranmaya devam edicem...

Cumartesi

Karne aldıktan sonra herşey bitseee..



Küçükken karnemin hepsinin 5 olduğunu bilmeme rağmen karneyi alana kadar heycandan ölürdüm .
Ortaokula doğru bu işlemden sıkılmaya başladım ve lise karnelerle aramdaki bütün bağı kopardı sanırım yada veli bilgilendirme sistemi sayesinde karne alma ihtiyacı hissetmiyorum artık. :p
Tabiki karne günleri'nin bir diğer konusuda okula formasız gelinen sayılı günlerden olduğu için ne giysem nasıl makyaj yapsam gibi şeyler. Okula hiç özenmeden giyinip gidince herkesin dövmek üzere sana odaklanmış gibi bakışlarına maruz kalıyosun neyazıkki ( yada sadece bana öyle bakmak istemişlerdir) Okula topuklu ayyakkabılar , yapılı saçlar , makyalı yüzleriyle gelen  "sevgili arkadaşlarım" dan sonra artık okula gereken özeni vermediğime kesinlikle karar verdim belki okul birincisi olmanın sırrı makyaj yapmak yada saçını düzleştirmektedir gibi düşüncemide beynimden eksik edemiyorum doğrusu :O
Mutlu Kalın ..
Şebnem

Çarşamba

Balıklaa yorucu bir 15 haziran dahaa :)

Şehnaz balığıyla bir "doğumgünü" daha yaşıyoruzz. Sabahtan akşama kadar istediği her yere gidildi istediğihi çoğu şey alındı ee tabiki doğum günü sahibi oluncada bütün ilgi onun üstündeydi. Paramın yarısından fazlasını vererek izlediğimiz johnny depp verdiğimiz paraya deydimi bilemem ama balık hanım'ı oldukça mutlu etmeyi başardı .

Sinemadan sonra kusana kadar yediğimiz donutlar ve cüzdanın geri kalanının boşalmış olmasıı biraz sinir bozucuydu tabiki ama Krispy Kreme 'in en sadık ve en çok para veren müşterilerinden biri olduğumuza eminim artık :p Son olarak gün boyu dolaştığımız mağazalardan aldığımız saçma sapan kıyafetleri söylemeden geçemicem ve bu kadar yorgunluktan sonra Balık hanımın Çilekli doğum günü pastası ve akşam gelicek bir sürü misafiri düşündükçe strese giriyorum :o
Balık hanıma Çok çok mutlu yaşlar :)
Mutşu Kalın ..
Şebnem

Pazartesi



Bukadar uykuya ne neden olur kii :o biraz daha zorlasam ayakta uyuyakalıcam . gece kesintisiz 9 saat uykunun üstüne sabah uyandığında halamı uykusu bitmemiş olur insanın . Hiç uyuyamamaktan iyi aslında ama şu uyuma işini azıcık azaltmalımıyım acaba .. yirmidört saatin onikisini zaten uyuyarak geçiriyorum geriye kalan zamanda nekadar verimli olabilirki .. Bu gidişle gençliğimi yaşayamadan yaşlanıcam :p
Bu sabah beni ne  kendime getirse diye düşündükten sonra Joe ya karar verdim :) ve tabiki herkese mutlu sabahlar:)
Mutlu Kalın ..
Şebnem

Cumartesi

Gloria Gaynor mı söylese yoksa ajda pekkanamı bıraksak :O

sesim in kötü olduğu konusunda binlerce insanla aynı kanıda olmasak coverlama çalışmalarına girişip
 "I will survive" diye bilirdim ama belkide diyafram çalışmam gerekiyodur. belkide şan dersi falan alabilirim . Yada geçiyorum hepsini zaman kaybı bu işi gloria'ya bırakırken kendime nasıl I will survive işini başarıcağımı sordumda ben oldukça başarılıyım sanırım  hayatta kalma gibi bir sorunun yokki beni . sevindim sevindim hem asırlarca susmadan konuşacak kadar ıvır zıvır düşüncem hemde survive konusunda hiç sorunum olmayan bir hayatım var tabiki şıuanlık bu konuda tek isteğim ajda bambaşka birisi işine bu yaştan sonra hiç girişmemeli ses konusunda ajdanın tırnağı olamasamda ... bambaşka biri yerine I will survive ı dinlemeyi tercih ederim :o

your touch...


Yağmur yağıyo seller akıyo ,.. Tarzı bir İstanbul Gününde Uzun ve güzel bir uykudan ve inanılamıyacak kadar güzel bir rüyadan sonra hala yorgun olmak pek olası olmasada bacaklarımın yoğun ağrısının üzerine yataktan kalkmakta oldukça zor oldu saat 12.00 ı gösterirken kulağımda dan auerbach 'in sesiyle gidip yüzümü yıkamam gerektiğine karar verdim sonra camdan bakmak ve bulutlu havayla karşılaşmöak oldukça mutluluk vericiydi diye bilirim içimde kısa bir süre olsada dışarı çıkma isteği uyandırdı ama saat 2 olmasına rağmen hala ne yapıcağıma karar veremedim ve sanırım akşam yatana kadar böyle sersem gibi dolaşmaya devam edicem..
Peki madem boş durmaktansaaa bana enerji verebilecek bir kaç şarkıyı göbeğime armağan ediyim:)
Umarım göbek hep mutlu olurr .
Mutlu Kalın :)
Şebnem



Cuma

Perşembemi beni yoran yoksa ....




Zorlu bir perşembe gününden sonra şu rahmi koç müzesinin etrafını oldukça iyi öğrenmiş oldum ve tabiki sabah 9dan önce kadıköyde açık çorapçı dükkanı aramanın salkalık olduğunuda.Uykusuzluktan ölüyo olsamda yeni arkadaşımız (sussam ve benim) "Margo" dan azıcık bahsetmeden uyuyamicam ve tabiki sevgili sinem ertekin'den bu yorucu günün her saniyesinde elimden gelen tüm yardımları yapmaya çalıştığım Sinem Ertekin sayesinde yeni yeni adım atıyorum bende bu işe ve arada bhöyle sevimli küçük arkadaşlıklarda edine biliyorum :) Margo bugün çekim yaptığımız mankenlerden biri'nin adıydı ve yarım yamalak bile diyemeyeceğim ingilizcemle anlaşmayı başardığım ayrıca bunun üstünede hayatıyla ilgili bir çok bilgi aldğım sevimli insan (neyse zaten okusada anlaya bileceğini sanmıyorum:) ) Herneyse Sinem Ertekine bir kez daha en en en içtemn sevgilerimi gönderiyorum umarım oda hep mutlu kalır:)
Mutlu Kalın .)
Şebnem 

( unutmadan bugünkü baktıkça iştahımı açan sevimli şapkayıda bu çekimin baş tacı ilan ettiğimi söylemeden geçmiyim :) )


Çarşamba

Shrek yeşili mutluluk :)



Bütün gün sıcak altında dolaştıktan sonra beynim erimiş vaziyette eve döndüm ve soğuk bir bardak suyun gerçekten insana nasıl hayat verdiğini deneyimledim .. Shrek yeşili ojelerimi sürdükten sonra en mutlu halimi takınarak Sanırım test çözmeye başladım ve 5 ile 7 yi toplamak için parmaklarımı saymaya başladığımda fark ettimki beynim gerçekten zor durumda ... Çizgi film izleyerek beynimi normal fonksiyonlarına dönmesini sağlamayı planladım ama 3 bölüm "life with louie" izledikten sonra dahada kötü durumda olduğumu fark ettim en son uyumaya karar vererek en doğrusunu yaptım ve sanırım artık beynimde beyin fonksiyonlarımda yerinde  ve sağlam bütün gün boyunca yeptığım en mantıklı şeyin Shrek yeşili ojelerimi sürmek olduğunu farkedince ona ayrı bir sevgiyle bağlandım   :)
Mutlu kalın
Şebnem:)

Axl'lı rüyalarrr...



Axl rüyama girerse bunun nedeni ne olabilir .. Beynimi fazla takmışım gibi şeylere inanmıyorum ama bilinç altımda oldukça yer etmiş olmalı .Rüyamda saçlarını bana sallaya sallaya gelen bir Axl gördüğüme göre bununda tabirine bakmam lazım  bari biraz şarkı falan söyleseydide rüya boşa gitmeseydi.  Gördüğüm bu rüyadan memnun olmadığımı söyliyemicem hatta  rüyamın olabileceğinden daha hoş olduğunu söyliyebilirim ama rüyamda görmek istediğim başka şeyler vardı sanırım . Yinede kabus görmekten iyi olduğunu düşünüp enerjik bir sabaha başlamak için "Tighten Up" diyen dan ile size başbaşa kalmayı öneriyorum :)
Mutlu Kalın
Şebnem:)

Salı

I will not look up what teacher makes..!!


Yazın okula gitmek:o ahhh çok büyük ezziyet olduğunu düşünüyorum ."Akılsız başın cezasını ayaklar çeker " sözü tam olarakta buraya geliyo işte,kış boyunca sadece işine gelen derslere çalışırsan milli eğitim senin "hoppp... ne bu sadece iki kitap okumakla sınıfmı geçilir?" gibisinden bir düşünceyle önünü keserek kışın çalışmak istemediğin o malum derslere çalışmak için  yazın bir fırsat daha veriyor. Peki yazın sıcağında işin gücün yoksa çalış gibibirşey söz konusumu ..? Sanırım hayır nasıl olsa yaz boyunca test çözülcek , konu çalışılcak,.. Arada bir daha aktif derslere yönelmekte çok sorun olmaz sanıyorum :)
Şu ankaraya gitme işi riske girmediği sürece çalışmakta hiç bir zaman sorun yaşayacağımı sanmıyorum. Yada yaşasamda etrafımdakilerin bunu fark etmesi gerekmiyor :)...
Mutlu Kalın ...
Şebnem

Ciddi adam ve karısı susam ...

Gecenin bir vakti nerden kafama esti bilmiyorumm ama saçmalama isteği oluştu içimde.. Ben ,.. ciddi olmak istiyorum sanırım yada bu  istek cool'luk ve ciddilik anlayışını birbiriyle harmanladığım için oluştu . Ama istiyorum işte çocukluğumdan beri kendimi hiç ağırbaşlı, olgun ,.. hatırlamıyorum,
hep hafızamda kavga ederken,eve gelmemek için annemden kaçarken,durduk yere garip hareketler yaparken ,.. bunlar çocukluğumda kalmış olsa takılmazdım bukadar ama ben halaa böyleyimm ..  :o Herneyse geçmişe dönmüşken ; ben sanırım henüz ilk okul bire falan giderken bizim lojmanda çocuk parkının yanındaki apartmanda oturan bir adam ve karısı vardı . İlk taşındıklarında herkese olduğu gibi bu adamada işe giderken Gülümseyip el sallardım  ben bile çocuk yaşımda onuda diğer insanların arasına katmayı akıl etmiş ama tabiki adam COOL tek bana değil lojmandaki kimseye selam vermez , kimsenin selamını almaz.Karısıda bundan farklı değil evden çıkarken kimsenin yüzüne bakmaz,.. tabiki zamanla anne babalarımız arasında dedikodular çıkmaya başladı.. ee biz dururmuyuz annem nediyosa doğrudur düşüncesiyle bizde sallamaya baladık kadının arkasından,oyun arkadaşlarımızın içinden bizden yaşça büyük olanlar kadının cadı,büyücü tarzı birşey olduğunu idda etmeye başladı zamanla hergün arkadaşlarımızdan biri gelip kadını ve kocasını büyü yaparlen, kedi keserken,uçarken ,.. gördüğünü ileri atar ve sabahtan akşama kadar onları konuşurduk.. sonra bi şeker bayramında herkes cicili bicili giyinmiş şeker toplamaya çıktık sırasıyla lojmandaki bütün daireleri dolaşıyoruz sırageldi Ciddi adam ve karısı susam'ın evine , sanırım yedi,sekiz çocuk arasından bende dahil olmak üzere kimse cesaret edemedi kapıyı çalmaya enson eser diye bir kız kapıyı çaldı herkes heycanla bekliyooo ve kapı açıldı kadın kucağında minicik bebeğiyle kapıdaydı hepbir ağızdan "iiiyi bayramlaaar :):) " diye bağırdık ama başka bir tepki veremdik çünkü kadının ne yapacağına odaklanmıştık . bayan susssam kocasına seslendi ve bişeyler söyledi sonra kapısına gelmiş olan tüm çocuklara bayram harçlığı verdii tabiki çikolata şeker ne ikram ettiyle onlarıda verdikten sonra biz teşekkür edip ordan uzaklaştık,kapının önüne çıkınca herkess kadın çok iyiymiş ,çok tatlıymış,bence cadı değil gibi ürettiği saçama tezleri yok etmeye başladı. Bayram bittikten bir süre sonra biz yine parkta oynarken kadını gördük kadının değişmiş olduğunu düşündüğümüz için ilk taşındıklarındaki gibi hemen gidip sırıttık hepimiz karşılık beklerken kadın kafasını çevirip gitti ve neye uğradığımızı şaşırdıkk tabii buradan şuraye geliyorumkii Ben hep bu kadın gibi olmak istedim herkes arkamdan cadı desin çok mutlu olurm ama onların gözünde cadı olmak beni kendime farklı hissettirir sanırım neyse ben bunu sabaha kadar düşünürüm sanırım :)
Mutlu Kalın. :)
Şebnem..

Pazartesi

A Quoi Ça Sert L'Amou "karikatürize edilmiş sevimli bir aşk hikayesi :) "



Aşkın gülümsetici,Hüzünlendirici ve heyecanlandırıcı bölümleriyle karşı karşıyayız...
Louis Clichy adlı bir animasyon insancık ve "Edith piaf ve theo sarapo'nun"-"A quoi Ca sert L'amour" şarkısını yeni bir aşk hikayesine dönüştürerek ortaya çıkartılmış bu sevimli animasyon iyikide yapımış :) aslında gerçekten başımıza gelen ve kötü olarak yorumladığımız olaylara karikatürize edilmiş bir açıdan bakmamı sağladı ve belki birazcıkta gülümsememi ..
Mutlu Kalın:)
Şebnem

Çok sıkınyıta girmeye gerek yok Pazartesi gelmeden cuma gelmiyormuşş..:)


Yine güzel olmasını umduğum şu pazartesi sabahındayım Ankaraya gitmemede az kalmış pazartesi geldidiye hiç dertlenirniyim artık :) Hem ayrıca Cuma geldiğinde kendimi yaşlanmış hissediyorum bence pazartesi oldukça ideal birgün ama ... Pazartesi sendromuna giren kişilerin Ellerine kahvelerini alıp kulaklarında The balck keys'in solisti dan auerbach'ın sesiyle chop and change,chop and change,...  nidalarına eşlik etmeleri.gerek.Yani sadece ufak bir öneri şu pazartesi sendromu denen olayın saçmalığını anlamanız için .Mutlu  olmak için kimsenin haftasonuna ihtiyacı yok :)
Mutlu Kalın..
Şebnem

Pazar

La Gadoue , la gadoue ,..

http://www.youtube.com/watch?v=18msKRflbzs
Şimdi şu şarkıyı dinleyince bende yağmurun altında Yeşil woswosumun bozulmasını istedim ve ve ve yağmurun altında kalıp arabama tekme atmak sonrada La Gadoue , la gadoue , la gadoue ,.... sesleri arasında arabama binip uzaklaşmak bian fazla heycanlandım gibi .

roses la bir pazar sabahıı...)



Yeni bi pazar sabahına uyandım vee istanbulda güneşe bakıp rahatlamaya çalışıyorum ama pazartesi aklıma geldikçe içime yerleşen sıkıntı bunu engelliyo.. Belki sıkıntıdan kurtulurum umuduyla açtığım bilgisayarda hemen birşeyler anlatıp sıkıntıyı yok etmeye çalışıcamm ..
Sabah dilime takılmış olarak uyandığım şu şarkııı saçma ama beni bukadar üzüyo olmasının nedenini yıllardır keşfedememişim yada neden üzüldüğümü düşünmek aklıma bile gelmemiş.O tatlı sesli Axl ROSE "don't you cryyyyy" derken her seferinde içimdeki garip üzüntü dalgası'nın nedenini merak ediyorum şuan amaçsızca .belkide şarkıda geçen sözler yüzünden böyle oluyodur. derken november rain'inde beni enaz bu şarkı kadar etkilediğini farkettim ama onun nedeni her dinliyişimde klibi nin aklıma  gelişi.. pekii neden neden bu boş düşüncenin daha uzunsüre kafamı kurcalıyacağına eminim şimdii herkese hoşş ve mulu Pazar günlerii ...)
Mutlu Kalınn .)
Şebnem

Ne kii şimdi bu..

Biz hiç birşey yapmadan ve hiç ses çıkarmadan hayat böylece akıp geçicek elimizden gelenbişey yok modlarındayken aklıma gelen şu blog olayııı.. kendimi kasa kasa açtığım ilk blog hesabım ve klavyeye blogma yazı eklememk için ilk bakışım... NE Kİİ ŞİMDİ BU.. yoksa entelleşmeye falanmı çalışyorum derken farkettimki amacım sadece içimden geleni yazmakmış.Şuan blogumda ne paylaşırım hiçbir plan ve düşüncem olmasada eminim zamanla birşeyler bulurum şimdilik sadece şu yeni veee ilk kayıta sadece mutlu olunn şimdidenn ilk gülücüklerimi gönderiyorumm....
Mutlu olun...
Şebnem  .)